Güzellik ve gençliğin korunması uygarlık tarihi boyunca her insan tarafından arzu edilmektedir ve bunun için her dönemde farklı yöntemler uygulanmıştır. Teknolojik gelişmeler ile birlikte günümüzde pek çok estetik uygulamaların gerçekleştirilmesi mümkündür. Ozonlu PRP yöntemi de günümüzde sıklıkla tercih edilen ve kalıcı etki sağlayan bir yöntemdir.
Gençleştirme ve güzellik amacının dışında da farklı sağlık problemlerinin tedavisinde uygulanan PRP tedavisi aslında; kandaki trombosit oranının zenginleştirilerek ilgili kısma uygulanması işlemidir. Bu bağlamda öncelikle trombosit kavramına değinmek gerekmektedir. PRP kelimesinin açılımı platelet rich plazmadır. Genellikle gençleştirme ya da estetik uygulamaları olarak bilinen ozonlu PRP; günümüzde pek çok hastalığın tedavisinde uygulanmakla birlikte aynı zamanda yardımcı tedavi yöntemi olarak da kullanılmaktadır.
Ozon Gazı Etkisi Uzun yıllardır uygulanmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 20 senedir gerçekleştirilmektedir. Ozon gazı dünyayı ultraviyole ışınlarından korumaktadır. Antiseptik özelliği bulunması sebebi ile dezenfektan olarak kullanılan ozon gazı; gangrenli ve iyileşmeyen yaralarda, yanıklarda uygulanmaktaydı ve başarılı sonuçlara ulaşılmaktaydı. Dünya için oldukça önemli olan ozon gazı; insan vücudu için de büyük önem taşımaktadır. Özellikle ileri yaşlarda vücuttan atılamayan toksinler; birtakım hastalıkları açığa çıkarmaktadır. Ozon tedavisi ile insanın bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Trombosit; insanın kanında bulunan ve kanama sırasında pıhtılaşmayı sağlayan bir maddedir. Kanın 1 mililitresinde yaklaşık 200.000 adet bulunmaktadır ve gerek hastalıkların tedavisinde gerekse de gençleştirme uygulamalarında başvurulan PRP açısından büyük önem taşımaktadır. Doku içerisinde bulunmayan sadece kan hücerelerinde bulunan trombositler; uygulama bölgesinde iyileştirme amacı ile kök hücreleri canlandırarak bir tür itki oluşturur.
Kandaki trombosit ayrıştırılarak PRP tedavisinde kullanılmak üzere özel bir işlemden geçmektedir. Özellikle ozonlu PRP tedavisinde kullanılan trombosit oranı 1 mililitrede 1.5 milyona kadar ulaşmaktadır.
PRP uygulaması ile ilgili bölgeye verilen trombosit ozon gazı ile birleştirildiğinde çok daha hızlı ve nitelikli bir şekilde etki etmektedir. Ozon gazı ile uyarılan trombositler uygulama bölgesinde çok daha iyi sonuç vermektedir.
Alınan kanda santrifüj yöntemi ile trombositlerinin ayrıştırılması sonrasında estetik alanında kullanılması ameliyatsız estetik yöntemleri arasında oldukça güvenilir ve kalıcı etkidedir.
Ozonlu PRP'nin kullanıldığı alanlar şu şekilde sıralanmaktadır,
- Saç bakımı ve saç dökülmesi tedavisinde
- Güneş nedeni ile ciltte oluşan lekelerde
- Omuz ve dirsek bölgelerinde yaşanan iltihaplanmaların tedavisinde
- Deri ve cildin sıkılaştırılmasında
- Tendon hastalıklarında
- Yüz bölgesinin gençleştirilmesinde ve yüzde kontür düzenlenmesinde.
Sağlıklı ve genç bir görünüme sahip olmayı tüm kadınlar arzu etmektedir. Ancak çeşitli nedenler ile özellikle yüz bölgesinde birtakım deformasyonlar ve kırışıklıklar açığa çıkabilmektedir. Bu problemlerin giderilmesinde gerek dünyada gerekse de ülkemizde Ozonlu PRP tedavisi uygulanmaktadır.
Ciltte oluşan deformasyonların başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilmektedir;
Tüm nedenler sonucunda cilt yapısı elastik özelliğini kaybetmekte ve deride sarkmalar ile birlikte kırışıklıklar meydana gelmektedir. Bu noktada özellikle kadınlar farklı cilt bakım uygulamalarına başvurmakta ve genç bir görünüme sahip olmayı amaçlamaktadır.
Bu noktada son yıllarda hem güvenilir hem de kalıcı etkiye sahip olan ozonlu PRP uygulaması sıklıkla tercih edilmektedir.
Ozonlu PRP; birçok farklı alanda uygulanabilmektedir. Gerek uygulama alanına gerekse de hastanın cilt yapısına göre seans sayısı ve sürelerinde farklılıklar yaşanmaktadır. Kişiye özel bir tedavi yöntemi olan ozonlu PRP uygulamasında seanslar genellikle 2 ila 3 haftada bir uygulanmaktadır.